-
17:105
وَبِالْحَقِّ اَنْزَلْنَاهُ وَبِالْحَقِّ نَزَلَۜ وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا مُبَشِّرًا وَنَذ۪يرًاۢ
Biz Onu (Kur’an'ı) Hakk (her konuda gerçeğin ve Adil bir Düzenin temel esasları) olarak indirdik ve O (aynı zamanda) Hakk (Resulüllah) ile (beraber) inmiştir; (Ey Nebim!) Seni de sadece ve elbette bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik.
-
17:106
وَقُرْاٰنًا فَرَقْنَاهُ لِتَقْرَاَهُ۫ عَلَى النَّاسِ عَلٰى مُكْثٍ وَنَزَّلْنَاهُ تَنْز۪يلًا
Biz Onu bir Kur’an olarak, insanlara (anlamaları ve uyum sağlamaları için) dura dura ve belli aralıklarla okuyasın diye (bölüm bölüm, surelere ve ayetlere) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile (yirmi üç senede) indirdik.
-
ساجد
Secde
-
17:107
قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِلْمَ مِنْ قَبْلِه۪ٓ اِذَا يُتْلٰى عَلَيْهِمْ يَخِرُّونَ لِلْاَذْقَانِ سُجَّدًاۙ
De ki: "(Artık) İster ona inanın, ister inanmayın; çünkü bu (Kur’an), daha önce kendilerine ilim verilenlerden (halis ve salih kimselere) okunduğu zaman, yüzüstü yere kapanarak hemen secdeye gidilmektedir.”
-
17:108
وَيَقُولُونَ سُبْحَانَ رَبِّنَٓا اِنْ كَانَ وَعْدُ رَبِّنَا لَمَفْعُولًا
Ve: "Rabbimiz Yücedir, Rabbimizin va’adi kesinlikle gerçekleşmiş bulunuyor" diyerek (Allah’a teşekkür edilmektedir).
-
17:109
وَيَخِرُّونَ لِلْاَذْقَانِ يَبْكُونَ وَيَز۪يدُهُمْ خُشُوعًا
(İlim ve irfan ehli Kur’an’ı dinledikçe) Yüzüstü (yere) kapanıp ağlayarak (gözyaşı dökmektedirler) ve (Kur’an) onların huşû (saygı dolu korku)larını arttırıvermektedir.
-
17:110
قُلِ ادْعُوا اللّٰهَ اَوِ ادْعُوا الرَّحْمٰنَۜ اَيًّا مَا تَدْعُوا فَلَهُ الْاَسْمَٓاءُ الْحُسْنٰىۚ وَلَا تَجْهَرْ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتْ بِهَا وَابْتَغِ بَيْنَ ذٰلِكَ سَب۪يلًا
De ki: “İster ‘Allah’ diye çağırıp yalvarın, ister ‘Rahman’ diye çağırıp yalvarın; hangisi ile (dua edip) yakarırsanız (olur, zira) en güzel isimler O’nundur.” Namazında da sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse.
-
17:111
وَقُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي لَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَر۪يكٌ فِي الْمُلْكِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ وَلِيٌّ مِنَ الذُّلِّ وَكَبِّرْهُ تَكْب۪يرًا
Ve de ki: “(Her türlü) Övgü (hamd; asla) çocuk edinmeyen (doğmayan ve doğurmayan), mülkte ve hâkimiyette ortağı olmayan ve zilletten (acizlik ve çaresizlikten) dolayı sığınılacak bir yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah'adır." Ve O'nu (şanına yakışır şekilde) tekbir edebildikçe tekbir et. (Her konuda ve her durumda Allah'ın Dinini, hükümlerini ve va’adini üstün tut, büyüklüğünü haykır, O’na güven ve yücelt!)
-
Kehf Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
18:1
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ عَلٰى عَبْدِهِ الْكِتَابَ وَلَمْ يَجْعَلْ لَهُ عِوَجًا ۜ۔
(Her türlü) Hamd (ve övgü); kulu (Hz. Muhammed Aleyhisselam) üzerine Kitabı indirip (insanlara açıklatan) ve Onda hiçbir çarpıklık (yanlışlık ve haksızlık) bırakmayan Allah'adır.
-
18:2
قَيِّمًا لِيُنْذِرَ بَأْسًا شَد۪يدًا مِنْ لَدُنْهُ وَيُبَشِّرَ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ اَجْرًا حَسَنًاۙ
(Bu Kur’an) Dosdoğru (bir Kitaptır) ki, (Allah Onu, inkâr ve isyan ehlini) Kendi katından (gelecek) şiddetli bir azapla uyarıp-korkutmak ve salih amellerde bulunan mü'minlere müjde verip (umutlandırmak) için (indirdi); şüphesiz onlara güzel bir ecir vardır.
-
18:3
مَاكِث۪ينَ ف۪يهِ اَبَدًاۙ
Onlar orada ebedi olarak (mutluluk ve kutluluk) içinde kalacaklardır.
-
18:4
وَيُنْذِرَ الَّذ۪ينَ قَالُوا اتَّخَذَ اللّٰهُ وَلَدًاۗ
(Bu Kur'an) "Allah çocuk edindi" diyenleri (ve teslis=üç ilah akidesi gibi şirke düşenleri) uyarıp-korkutan (İlahi bir mesajdır).