-
15:52
اِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًاۜ قَالَ اِنَّا مِنْكُمْ وَجِلُونَ
(Onun) Yanına girdiklerinde "Selam" demişlerdi. O da: "Biz sizin (garip halinizden çekinip) ürküntü duymaktayız” demişti.
-
15:53
قَالُوا لَا تَوْجَلْ اِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ عَل۪يمٍ
Dediler ki: "Korkma biz sana bilgin (ve seçkin) bir erkek çocuk müjdelemekteyiz. (Bunun için geldik.)"
-
15:54
قَالَ اَبَشَّرْتُمُون۪ي عَلٰٓى اَنْ مَسَّنِيَ الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ
Dedi ki: “Bana ihtiyarlık gelip-çökmüşken mi (böyle hayret verici şekilde) beni müjdeleyip (bu haberi vermektesiniz?) Beni ne (acayip bir şey) ile müjdelemektesiniz?”
-
15:55
قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِط۪ينَ
Dediler ki: “Seni (Rabbinden ikram edilen bir) gerçekle müjdeledik; sakın umut kesenlerden olmayasın.”
-
15:56
قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓالُّونَ
Dedi ki: “Zaten dalâlete kayan (sapkınlardan) başka kim Rabbinin rahmetinden umut kesip (kuşkuya kapılır)?”
-
15:57
قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ اَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ
(İbrahim) Dedi ki: "Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ve göreviniz nedir? (Niye geldiniz?)"
-
15:58
قَالُٓوا اِنَّٓا اُرْسِلْنَٓا اِلٰى قَوْمٍ مُجْرِم۪ينَۙ
Dediler ki: "Gerçekte biz, (azıtıp sapkınlaşmış) suçlu-günahkâr olan bir topluluğa (helak için) gönderildik."
-
15:59
اِلَّٓا اٰلَ لُوطٍۜ اِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ
"Ancak Lut ailesi(nden kendisine sadık iki kızı) hariçtir; (çünkü) biz (iman ve güzel ahlâk sahibi kimselerin) hepsini (ve her devirde) muhakkak kurtarıvereceğiz."
-
15:60
اِلَّا امْرَاَتَهُ قَدَّرْنَٓاۙ اِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِر۪ينَ۟
“Fakat (Hz. Lut’un) karısı hariçtir. (Onu kurtaracaklarımızın dışında bırakıvereceğiz. Çünkü) O geride kalan (ve fasıklarla işbirliği yapan) birisidir. (Bu nedenle azaba uğramasını) takdir ettik!"
-
15:61
فَلَمَّا جَٓاءَ اٰلَ لُوطٍۨ الْمُرْسَلُونَۙ
Böylelikle elçiler (helak için görevli melekler) vaktâki Lut ailesine geldiklerinde;
-
15:62
قَالَ اِنَّكُمْ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ
(Lut) Dedi ki: “Sizler gerçekten tanınmadık kimselersiniz. (Söyleyin niçin geldiniz?)”
-
15:63
قَالُوا بَلْ جِئْنَاكَ بِمَا كَانُوا ف۪يهِ يَمْتَرُونَ
Dediler ki: "Gerçekten biz sana, onların (sapkın halkının) hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle (azap emriyle) geldik."
-
15:64
وَاَتَيْنَاكَ بِالْحَقِّ وَاِنَّا لَصَادِقُونَ
"Sana (va’ad olunan acı) gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz."
-
15:65
فَاَسْرِ بِاَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ وَاتَّبِعْ اَدْبَارَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ
(Ey Lut!) "Hemen aileni (alıp) gecenin bir bölümünde yola çıkarıver, sen de onların ardından git ve sizden hiç kimse arkasına dönüp bakmaya (Allah yolunda; evini, barkını, mallarını ve yakınlarını terk ettiği için pişmanlığa) yeltenmesin, emrolunduğunuz yere (doğru geçip) gidin!"
-
15:66
وَقَضَيْنَٓا اِلَيْهِ ذٰلِكَ الْاَمْرَ اَنَّ دَابِرَ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ مَقْطُوعٌ مُصْبِح۪ينَ
Ve ona (Lut’a) şu hükmün (kesinleştiğini haber) verdik: "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecek (azgın ve sapkın kavim hepten helak edilecek)tir."
-
15:67
وَجَٓاءَ اَهْلُ الْمَد۪ينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ
(O azgın ve sapkın) Şehir halkı (Lut'un evindeki genç ve güzel erkek misafirleri duyunca) birbirlerine müjdeler vererek (kapısına) gelmişlerdi.
-
15:68
قَالَ اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ ضَيْف۪ي فَلَا تَفْضَحُونِۙ
(Lut onlara) "İşte bunlar kesinlikle benim konuklarımdır, (aman haksız ve ahlâksız tekliflerle) beni utandırıp mahcup etmeyin” demişti.
-
15:69
وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَلَا تُخْزُونِ
"Allah'tan korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakının ve beni küçük düşürmeyin" (diye ikaz etmişti).
-
15:70
قَالُٓوا اَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَم۪ينَ
(Onlar ise) Dediler ki: "Biz seni 'herkes(in işin)e karışmaktan' menetmemiş miydik?”