258. Sayfa

13. Cüz

  • 14:25

    تُؤْت۪ٓي اُكُلَهَا كُلَّ ح۪ينٍ بِاِذْنِ رَبِّهَاۜ وَيَضْرِبُ اللّٰهُ الْاَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

    O ağaç Rabbinin izniyle her zaman (ve zeminde tatlı ve yararlı) yemişini verir. Umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler (diye) Allah insanlar için (böyle) örnekler getirir.

  • 14:26

    وَمَثَلُ كَلِمَةٍ خَب۪يثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَب۪يثَةٍۨ اجْتُثَّتْ مِنْ فَوْقِ الْاَرْضِ مَا لَهَا مِنْ قَرَارٍ

    Kötü (murdar habis) söz ise, kötü bir ağaç benzeridir. Onun kökü yerin üstünden (ve Kur’an temelinden) koparılmış, (artık) kararı (yerinde durma, tutunma imkânı) kalmamış gibidir.

  • 14:27

    يُثَبِّتُ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَفِي الْاٰخِرَةِۚ وَيُضِلُّ اللّٰهُ الظَّالِم۪ينَ وَيَفْعَلُ اللّٰهُ مَا يَشَٓاءُ۟

    Allah iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle (Resulüne biat ve sadakat üzerinde) sabit kılacaktır. Allah zalimleri ise şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini (ve herkese hak ettiğini) yapar. (Her işi hikmetli ve adaletlidir.)

  • 14:28

    اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ بَدَّلُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ كُفْرًا وَاَحَلُّوا قَوْمَهُمْ دَارَ الْبَوَارِۙ

    Allah'ın bu nimetini inkârla değiştirenleri (ve Hakk dine ve harekete nankörlük edenleri) ve (yine) kendi topluluk (ve taraftar)larını, helaket diyarına (dünyada haksızlık ve ahlâksızlık nizamına, ahirette ise cehennem ortamına) taşıyıp konduranları görmedin mi?

  • 14:29

    جَهَنَّمَۚ يَصْلَوْنَهَاۜ وَبِئْسَ الْقَرَارُ

    (Ki bu kötü yurt ve sonuç) Ona atılıp-yaslanıp yanacakları cehennem (olacaktır.) O ne kötü ve ürkütücü bir karar (mecburi barınma ve katlanma yeridir).

  • 14:30

    وَجَعَلُوا لِلّٰهِ اَنْدَادًا لِيُضِلُّوا عَنْ سَب۪يلِه۪ۜ قُلْ تَمَتَّعُوا فَاِنَّ مَص۪يرَكُمْ اِلَى النَّارِ

    (Bunlar insanları) O'nun yolundan saptırmak için Allah'a eşler koştular (Kur’an’ın hükmünü değiştirip dejenere edenleri, sahte şefaatçileri ve din istismarcısı kişileri O’na denk tuttular). De ki: “(Dünyada bir müddet) Yararlanın (bakalım). Çünkü elbette sizin varacağınız yer (cehennem) ateşidir.”

  • 14:31

    قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ ف۪يهِ وَلَا خِلَالٌ

    (Ey Resulüm!) İman etmiş kullarıma söyle: “Alış-verişin ve dostluğun olmadığı (paranın ve arkadaşlığın fayda sağlamadığı) o gün gelmezden evvel, dosdoğru (huşû ve şuurla ve İslam’ın tamamına teslimiyet huzuruyla) namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infakta bulunsunlar (helâl kazançlarını hayırda harcasınlar ki, kurtuluş bundadır).”

  • 14:32

    اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاَخْرَجَ بِه۪ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْۚ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْفُلْكَ لِتَجْرِيَ فِي الْبَحْرِ بِاَمْرِه۪ۚ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْاَنْهَارَۚ

    Allah, gökleri ve yeri yaratan ve gökten su (yağmur) indirip, onunla size rızık olarak türlü ürünler çıkarandır. Ve O’nun emriyle gemileri, denizde yüzmeleri için sizin emrinize âmade kılandır. Irmakları da (tarla sulama, içme suyu olarak kullanma, elektrik üretmek üzere baraj kurma, gemi taşımacılığı yapma ve balık yetiştirip satma gibi) sizin yararlanmanıza müsait kılıp (akıtandır).

  • 14:33

    وَسَخَّرَ لَكُمُ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ دَٓائِبَيْنِۚ وَسَخَّرَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَۚ

    (Allah) Sürekli olarak (görevlerini yapan) Güneş’i ve Ay’ı size musahhar kılan (hizmetinize sokan)dır. Geceyi ve gündüzü de istifadenize veren (sizi rahata ve huzura kavuşturandır).