-
11:46
(Allah) Buyurdu: “Ey Nuh, kesinlikle, o senin ailenden değildir... Çünkü o, salih olmayan bir iş (bâtıl ve bozuk amel sahibidir... Sadık ve salih olmayan bir kişidir… Tavrı ve tabiatı, amel-i gayr-ı salihtir). O nedenle, hakkında (kesin) bilgi sahibi olmadığın şeyi Benden isteme! Doğrusu, sen cahillerden olmayasın (evladın diye zalim ve kâfirlere sahip çıkmayasın) diye sana öğüt veriyorum!”
-
11:47
(Hz. Nuh) Dedi ki: “Ey Rabbim! Bilgim (ve yetkim) olmayan şeyi Senden istemekten (artık) Sana sığınırım... Ve (beşeri bir zaafiyet ve şefkatle yaptığım yanlışlıklardan dolayı) eğer beni bağışlamaz ve acıyıp merhamet buyurmazsan hüsrana uğrayanlardan olurum!” [Not: Bu ayetlerden anlaşılıyor ki, Hz. Nuh’un oğlu açık inkârcılardan değil, Müslüman görünen ama iman kalbine tam yerleşmeyen münafık tipli bir insandı. Çünkü açıkça kâfir olsaydı, Hz. Nuh’un onu gemiye almaya çalışması ve kurtuluşuna duacı olması uygun bulunmazdı.]
-
11:48
(Bunun üzerine) “Ey Nuh” denildi… “Sana ve seninle birlikte olan ümmetlere (insan ve hayvan türlerine) Bizden selamet ve bereket (verilmiş olarak gemiden) inin… (Sabır ve sadakatinize karşılık onurlu ve huzurlu yaşayın… Kıyamete kadar; sizin gibi iman ve itaat ehli olup hidayet davetine uyan ve selamet gemisine oturan bütün topluluklar da barış, bereket ve emniyet içinde olacaklardır. Ama küfre ve nankörlüğe düşen) Diğer ümmetleri de (dünyada bir müddet) yararlandıracağız. Sonra (hidayet gemisine binmeyenlere, yine) Bizden çok acı (ve alçaltıcı) bir azap dokunacaktır.” (Bu Allah’ın sünnetidir.)
-
11:49
(Ey Resulüm!) Bunlar: Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları Sen ve kavmin bundan önce bilmiyordunuz. Şu halde (inkârcı ve münafıkların eziyetlerine) sabret. Şüphesiz (güzel olan) kutlu sonuç takva sahiplerinindir.
-
11:50
Ad (halkına da) kardeşleri Hud'u (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, (sadece) Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Ancak siz, yalan olarak (tanrılar uydurup düzenlerden ve) iftira edenlerden başkası değilsiniz.”
-
11:51
(Hz. Hud AS:) “Ey kavmim, ben bunun (Hakka davetim) karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. (Hâlâ) Akıl erdirmeyecek misiniz? (Ki ben davet ve hizmet karşılığı sizden makam ve menfaat beklememekteyim.)”
-
11:52
(Hud AS:) “Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret isteyin, sonra O’na tevbe edin ki üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın. Suçlu-günahkârlar olarak (Hakka ve hayra davetimden) yüz çevirmeyin” (diye uyarıvermişti).
-
11:53
(Haksızlık ve ahlâksızlık düzenlerine alışmış kimseler) "Ey Hud!" dediler. "Sen bize apaçık mucizelerle gelmiş değilsin ki, bizler senin sözünle ilahlarımızı (cansız putlarımızı, canlı tağutlarımızı ve nefsimize hoş ve kolay gelen bâtıl ve bozuk hayat tarzlarımızı) terk edelim... (Peşimizi bırak) Biz sana (asla) iman edecek değiliz!"