-
10:54
Eğer (ellerinden gelseydi, dünyada iken küfre ve kötülüğe dalıp) zulmeden her nefis, (inkâr ve isyan eden herkes ahirette) yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa (bile) bunu (uğrayacakları azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizleyip (içten içe derin bir hasret ve nedamet çekeceklerdir), oysa onlar (hiçbir) haksızlığa uğratılmaksızın aralarında adaletle hükmedilmiştir.
-
10:55
Şunu kesinlikle bilin ki; göklerdekilerin ve yerdekilerin tümü (dünyadaki ve uzaydaki bütün yaratıklar) gerçekten Allah'a aittir. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın va'adi Hakk’tır; ancak onların (insanların) çoğu (gerçekleri) bilmeyen (cahil kimse)lerdir.
-
10:56
(Oysa, Allah ki;) Hayat verip dirilten ve öldüren (sadece) O'dur. Ve (hepiniz) O'na döndürüleceksiniz.
-
10:57
Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve uyarı, sinelerde olana (kalbi ve ruhi hastalıklarınıza, stres ve bunalımlarınıza) bir şifa ve mü'minler için bir hidayet ve rahmet (olarak Kur’an-ı Kerim) gelmiştir.
-
10:58
(Ey Nebim!) De ki: "Allah'ın fazilet ve rahmetiyle (bunlar gönderilmiştir. Öyle ise mü’minler), yalnız bununla (Kur’an’la) ferahlansınlar. (Her konuda ve her sorunda Kur’an’a başvurup rahatlasınlar.) Bu, onların (kâfir ve münafık takımının) toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır."
-
10:59
De ki: “Görüşünüz nedir, söyler misiniz? Allah'ın sizin için indirip (yararlandığınız), sizin de (kendi kafanızdan) bir kısmını haram ve helâl kıldığınız rızık(lar)dan (dolayı sorgulanacağınızdan) haberiniz var mı?” De ki: “(İslamiyet ve ahiret hakkında cahilce konuşmayı) Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı etmektesiniz?”
-
10:60
(Ve yine artık anlayın ve açıkça söyleyin bakalım!) Allah hakkında yalan uydurup iftira edenlerin (ve hükümlerini eğip bükenlerin) kıyamet günü (hakkındaki) zanları (ve kanaatleri) nedir? (Onlar gerçekten ve yakinen inansalardı, İslam’ı yozlaştırmaya ve Kur’an’ı kendi keyfi çıkarlarına uydurmaya yeltenmezlerdi.) Şüphesiz Allah, (Kitap ve Peygamber göndermekle) insanlara karşı büyük ihsan (fazıl) sahibidir, fakat onların çoğu şükretmeyen (kimselerdir).
-
10:61
(Ey Nebim!) Senin içinde bulunduğun herhangi bir durumda (olsun), bir konu hakkında Kur’an'dan herhangi bir şey okuduğunda (olsun, velhasıl) sizin işlediğiniz herhangi bir iş ve meşguliyet yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde (gözetleyen ve kaydettiren) şahitler (olarak) durmuş olmayalım. Yerde ve gökte (ezelden ebede) zerre ağırlığınca (her atom parçacığına kadar) hiçbir şey Rabbinden saklı kalmaz. Bunun daha küçücüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kader programında) kayıtlı olmasın. (Evet her şey tayin, taksim ve tanzim edilmiştir.)