192. Sayfa

10. Cüz

  • 9:37

    (Cahiliye döneminde haram ayları geciktirip) Ertelemek (Ay’ın görünmesini unutmuş gibi geçiştirmek; Allah ve Resulünün bildirdiği dışında bazı ayları ve günleri kutsal ilan etmek) ancak inkârda bir artıştır (ve küfre batıştır); bununla kâfirler şaşırtılıp-saptırılır. Allah'ın haram kıldığına sayı bakımından uymak için, onu bir yıl helâl, bir yıl haram kılıyorlardı. Böylelikle Allah'ın haram kıldığını helâl kılmış oluyorlardı. Yaptıklarının kötülüğü kendilerine (şeytan tarafından) 'çekici ve süslü' gösterilmişti. Allah, inkârda (inat eden) bir topluluğa hidayet vermeyecektir.

  • 9:38

    Ey inananlar! Size ne oldu ki: “Allah yolunda seferber olup (topluca cihada) çıkınız” dendiği zaman (ürkeklik ve gevşeklikle ağırlaşarak) yere çakılıp kalıyorsunuz? Yoksa ahireti bırakıp, dünya hayatına (rahatlığına ve çıkarına) mı razı oldunuz? (Hâlâ anlamıyor ve inanmıyor musunuz?) Halbuki dünya hayatının nimet ve lezzeti ahirete nazaran pek az (ve kıymetsizdir).

  • 9:39

    Eğer (ciddiyetle kuşanıp hazırlanıp, cihad ve savunma için) sefere=çarpışmaya (savaşa) çıkmazsanız, O size pek acı bir azapla azap edecek ve yerinize bir başka topluluğu getirip (sizinle yer) değiştirecektir. Siz O'na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, her şeye güç yetirendir.

  • 9:40

    Siz Ona (Peygambere ve Hakk Dava Önderine) yardım etmezseniz (zararlı çıkan siz olacaksınız, çünkü) Allah Ona zaten ve kesinlikle yardım etti (ve edecektir). Hani o zaman kâfirler, (Hz. Ebubekir’le) ikiden biri (Kelime-i Tevhidin ikinci iman gereği ve “Muhammedün Resulüllah” gerçeği) olarak Onu (Mekke'den) çıkarmışlardı da; o ikisi mağarada (ve kıstırılmış durumda) oldukları sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma (ve sakın korkup endişe duyma, çünkü), elbette Allah bizimle beraberdir!" Böylece Allah Ona 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkâr edenlerin de kelimesini (inkâr sözlerini ve küfür, zulüm ve sömürü sistemlerini) ise aşağı ve bayağı (konuma) getirmişti. Allah'ın kelimesi (Kur’an kelâmı ve ahkâmı) ise, en yücedir (ve kıyamete kadar geçerlidir). Allah Üstün ve Güçlüdür, Hüküm ve Hikmet sahibidir.