14. Sayfa

1. Cüz

  • 2:94

    قُلْ اِنْ كَانَتْ لَكُمُ الدَّارُ الْاٰخِرَةُ عِنْدَ اللّٰهِ خَالِصَةً مِنْ دُونِ النَّاسِ فَتَمَنَّوُا الْمَوْتَ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

    (Ey Resulüm!) Onlara de ki: Eğer Allah katında ahiret yurdu, başka insanlara değil de, sadece size tahsis edilmiş ise, (ve bu iddianızda) sadık ve samimi iseniz, (o halde bunu ispatlamak üzere haydi) hemen ölümü temenni edin (ve ahirete gitmeyi özellikle isteyin)!

  • 2:95

    وَلَنْ يَتَمَنَّوْهُ اَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ اَيْد۪يهِمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِالظَّالِم۪ينَ

    Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden (işledikleri küfür ve kötülüklerinden) dolayı, onu (ölümü) hiçbir zaman ve kesinlikle dilemeyeceklerdir. (Zaten) Allah, zalimleri elbette (ve her türlü niyet ve hıyanetleriyle) Bilendir.

  • 2:96

    وَلَتَجِدَنَّهُمْ اَحْرَصَ النَّاسِ عَلٰى حَيٰوةٍۚ وَمِنَ الَّذ۪ينَ اَشْرَكُوا يَوَدُّ اَحَدُهُمْ لَوْ يُعَمَّرُ اَلْفَ سَنَةٍۚ وَمَا هُوَ بِمُزَحْزِحِه۪ مِنَ الْعَذَابِ اَنْ يُعَمَّرَۜ وَاللّٰهُ بَص۪يرٌ بِمَا يَعْمَلُونَ۟

    Andolsun, onları (Yahudileri ve Yahudileşmiş kimseleri) hayata (dünya rahatına ve çıkarına) karşı (diğer) insanlardan ve (hatta) şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulacaksın. (Onlardan) Her biri, bin yıl yaşatılsın arzusundadır; oysa bunca yaşaması (bile) onu azaptan kurtarmayacaktır. Allah, onların yapmakta olduklarını her halde Görendir (ve kayıt altına almaktadır).

  • 2:97

    قُلْ مَنْ كَانَ عَدُوًّا لِجِبْر۪يلَ فَاِنَّهُ نَزَّلَهُ عَلٰى قَلْبِكَ بِاِذْنِ اللّٰهِ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًى وَبُشْرٰى لِلْمُؤْمِن۪ينَ

    De ki, her kim (herhangi bir şekilde) Cebrail’e düşmanlık eder (ve onu incitecek söz ve davranışlar sergiler) ise, iyi bilsin ki; Allah’ın izniyle, kendinden öncekileri tasdik edici ve mü’minler için hidayet ve müjde verici olarak Senin kalbine de Kur’an’ı O indirmiştir. (Bu nedenle vahye ve Cebrail’e düşmanlıkla, Allah’a iman bir arada barınmayacaktır.)

  • 2:98

    مَنْ كَانَ عَدُوًّا لِلّٰهِ وَمَلٰٓئِكَتِه۪ وَرُسُلِه۪ وَجِبْر۪يلَ وَم۪يكَالَ فَاِنَّ اللّٰهَ عَدُوٌّ لِلْكَافِر۪ينَ

    Her kim Allah’a, Meleklerine, Elçilerine, Cibril’e ve Mikail’e düşman ise, artık şüphesiz Allah da (elbette) kâfirlerin düşmanıdır.

  • 2:99

    وَلَقَدْ اَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ اٰيَاتٍ بَيِّنَاتٍۚ وَمَا يَكْفُرُ بِهَٓا اِلَّا الْفَاسِقُونَ

    Andolsun ki, Biz Sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasıklardan (günahkâr ve doğru yoldan sapmış vicdanı bozuklardan) başkası inkâr etmeye (kalkışmayacaktır.)

  • 2:100

    اَوَكُلَّمَا عَاهَدُوا عَهْدًا نَبَذَهُ فَر۪يقٌ مِنْهُمْۜ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

    (Yahudiler) Ne zaman bir ahitte bulundularsa (kiminle anlaşma yaptılarsa), içlerinden bir bölümü onu bozmadı mı? Doğrusu, onların çoğu iman etmez (sapkınlardır).

  • 2:101

    وَلَمَّا جَٓاءَهُمْ رَسُولٌ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَهُمْ نَبَذَ فَر۪يقٌ مِنَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَۗ كِتَابَ اللّٰهِ وَرَٓاءَ ظُهُورِهِمْ كَاَنَّهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

    Ne zaman onlara Allah katından, (kendi) yanlarındakini doğrulayan (onları Hakka ve hayra çağıran) bir elçi gelse, kitap verilenlerden birtakımı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabını arkalarına atıp (aykırı davranmışlardır).