-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
96:1
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ
(Her şeyi ve sürekli yoktan) Yaratan (ve her an varlıkta tutan) Rabbinin adıyla oku! (Tüm helâl ve hayırlı işlere besmele ile başlanmalıdır ki, tüm kâinat harikaları ve Kur’an hakikatleri anlaşılıp anlatılsın.)
-
96:2
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍۚ
(Ki) O (Rabbin), insanı (ana rahmine yapışıp asılı duran bir hücre topluluğu olan embriyodan) alak'tan yaratandır.
-
96:3
اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُۙ
(Kâinat kitabını, Kur’an’ın kelâmını ve hitabını ve kendi bedenindeki harika organları devamlı ve dikkatle) Oku! (Anla ve anlat ki) Rabbin en büyük kerem sahibi (olandır).
-
96:4
اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ
Ki O, kalemle (yazmayı ve ilmi kayıt altına almayı ve yazılan kitapları okuyup anlamayı) öğretip (talim buyurandır).
-
96:5
عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْۜ
(Böylece) İnsana bilmediği (hayat ve şeriat gerçekleri)ni talim (ve terbiye) edip (öğrenme ve eğitilme imkânı sağlayandır.)
-
96:6
كَلَّٓا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰىۙ
Ama hayır; gerçekten insan, (eline imkân ve fırsat geçince, maalesef rütbesine ve servetine güvenerek şımarıp) azgınlaşmakta ve haddini aşmaktadır
-
96:7
اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰىۜ
Kendisini müstağni (ve müstesna) gördüğünden (ve artık kimseye ihtiyacım kalmadı zannettiğinden böyle davranmaktadır).
-
96:8
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ
(Oysa, sonunda) Kesinlikle dönüş yalnızca (ve mutlaka) Rabbine (olacaktır.)
-
96:9
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يَنْهٰىۙ
Gördün mü, şu (İslami istikametten ve ibadetten) menetmeye kalkışan (zalim gaddarı?)
-
96:10
عَبْدًا اِذَا صَلّٰىۜ
Namaz kıldığı (ve her hususta dinine göre davrandığı) zaman, (mü’min) bir kulu (engellemeye çalışanı?)
-
96:11
اَرَاَيْتَ اِنْ كَانَ عَلَى الْهُدٰىۙ
(Vicdani) Görüşün nedir (söyle), eğer (o kul) hidayet (ve istikamet) üzerinde olduğu (halde, gaddar kişi ona zulmediyorsa),
-
96:12
اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ
Veya (o, mü’min kişi başkalarına da) kötülüklerden sakınmayı emrediyor; (Hakkı ve hayrı teklif ve tavsiyeye çalışıyor diye ona mâni olunuyorsa, bunların suçu ve sorumluluğu ne kadar ağırdır!)
-
96:13
اَرَاَيْتَ اِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ
(Peki) Ya bu (insanlar, o zalimlerin zorlayıp horlaması veya din istismarı yapmaları sebebi ile bunlardan nefret ederek) İslam’ı yalanlayıp (ve baskılardan usanıp Hakk’tan) dönerek (bâtıla kayarsa?) Gördün mü (ne kötü şeylere sebep olunmaktadır)?
-
96:14
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ
(Bu zalim kişi;) Allah’ın daima kendilerini gördüğünü bilmiyor mu? (Ve Allah’ın azabından korkmuyor mu ki böyle davranmaktadır.)
-
96:15
كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ۬ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِۙ
Hayır! (Olmaz böyle şey!) Eğer (bu zulümden) vazgeçmezse, onu alnına (uzayan) saçından yakalayarak (cehenneme sürükleyip atacağız da kimse elimizden alamayacaktır.)
-
96:16
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍۚ
(Evet) O yalancı (ve zalim her) günahkâr, alın (saçların)dan (yakalanıp cezalandırılacaktır.)
-
96:17
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۙ
(Yapabilirse) O zaman hemen (gidip) meclisini (ve destek verenlerini) çağırsın da (bakalım güvendikleri bir işe yarayacak mıdır?)
-
96:18
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَۙ
Biz de zebanileri çağırıp (kendisini hor ve hakir olarak onlara teslim ederek cehenneme attıracağız.)
-
ساجد
Secde
-
96:19
كَلَّاۜ لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
Hayır; ona (kâfir ve zalim olana) asla itaat etme (ve boyun eğme! Sen sadece Rabbine) secde et ve (O’na) yakınlaş. (Çünkü ancak sürekli ta’zim, tesbih ve teslimiyetle Allah’a yaklaşılacaktır.)