-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
95:1
وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ
Andolsun İncir ve Zeytin (gibi yaratılış harikası lezzetli yiyecek ve vitamin depolarına)…
-
95:2
وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ
(Hz. Musa’yı, kutsal davasını ve Yüce Rabbiyle irtibatını hatırlatan) Sina Dağı'na…
-
95:3
وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ
Ve şu emin beldeye (güvenli kent Mekke’ye ve mübarek civarına)…
-
95:4
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ
(Ki kesinlikle) Biz, insanı (en mükemmel olmaya müsait kabiliyetlerle donattık ve) en güzel biçimde yarattık. (Ahseni takvim içinde cennetlerde ve yüksek mevkilerde ebedi yaşamaya müsait vaziyette varlığa çıkardık.)
-
95:5
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ
Sonra onu (kendi kıymetini bilmediği ve kabiliyetlerini körletip kirlettiği için) aşağıların aşağısına çevirip-itip bıraktık. (Veya, insanoğlunu) “esfeles safiline” (eğitilmek, yetiştirilmek ve imtihan edilmek üzere; evrenin en aşağı tabakası olan yeryüzüne geri gönderip olgunlaşma fırsatı tanıdık.)
-
95:6
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۜ
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi-tükenmesi olmayan bir ecir (dünyada şuur, ahirette huzur) vardır.
-
95:7
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدّ۪ينِۜ
Öyleyse (ey insan ve ey Müslüman!) Bu dinden sonra, seni (şeriat ve ahiret gerçeğini) yalanlamaya (iten sebep) nedir? (Artık bütün bahanelerin bâtıldır ve bunlar seni imandan ve İslam’dan uzaklaştırır!)
-
95:8
اَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَحْكَمِ الْحَاكِم۪ينَ
Allah, hâkimlerin Hâkimi (en hikmetli ve hakikatli kararların sahibi) değil midir (ki hâlâ O’nun tayin, takdir, taksim ve tanziminde kusur aranmakta ve itiraza kalkışılmaktadır)?