-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
85:1
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِۙ
Yemin olsun; burçları (Güneş’in yörüngesindeki uğrakların sembolü sayılan 12 takımyıldızı) olan gökyüzüne…
-
85:2
وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِۙ
O va’ad edilen (kutlu) güne,
-
85:3
وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍۜ
Şahitlik edene (gerçekleri gören bahtiyar kimselere) ve şahitlik edilene (görülen hakikatlere ve yaratılış harikası eserlere ve basiret-feraset ehli mü’minlerin sezdikleri hikmetlere) andolsun ki, (medeniyet inkılâbı ve kıyamet olayı yaşanacaktır.)
-
85:4
قُتِلَ اَصْحَابُ الْاُخْدُودِۙ
Kahrolsun Ashab-ı Uhdud (ki bunlar mü’minleri kazdıkları ateş hendeklerinde yakan Yemen Yahudileri olmaktaydı).
-
85:5
اَلنَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِۙ
Tutuşturulmuş yakıt (malzemeleriyle) dolu o ateş (sahipleri ki; ateş çukurlarını masum mü’minlere işkence için hazırlamışlardı).
-
85:6
اِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌۙ
Hani kendileri de (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı. [Not: 4, 5 ve 6. ayetler, Siyonist ve emperyalist güçlerin dünyayı ateşe verebilecek nükleer yığınaklarına ve bunların engellenmesi lüzumuna da işaret buyurmakta, ilgilileri ve ilim ehlini uyarmaktadır.]
-
85:7
وَهُمْ عَلٰى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِن۪ينَ شُهُودٌۜ
Ve onlar mü'minlere yaptıklarını (şeytani duygularla şahitlik edip) seyrediyorlardı.
-
85:8
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ اِلَّٓا اَنْ يُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَم۪يدِۙ
Onlardan (Müslümanlardan), sırf Azîz ve Hamîd olan Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.
-
85:9
اَلَّذ۪ي لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌۜ
O (Allah) ki; göklerin ve yerin mülkü ve hükümranlığı O'nundur. Allah, her şeyin üzerinde (sürekli) şahit (bulunmaktadır ve hesabını soracaktır).
-
85:10
اِنَّ الَّذ۪ينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَر۪يقِۜ
Gerçek şu ki, mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar, sonra (pişmanlık duyup) tevbekâr da olmayanlar; işte onlar için cehennem azabı vardır ve yakıcı azap onlaradır.
-
85:11
اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْكَب۪يرُۜ
Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; onlar için altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetler vardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' bu olacaktır.
-
85:12
اِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَد۪يدٌۜ
Doğrusu, Rabbinin 'zorlu yakalayışı' elbette şiddetlidir. (Zalimlerin yaptıklarını yanlarına bırakmayacaktır.)
-
85:13
اِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُع۪يدُۚ
Çünkü O, ilkin (hiç yoktan) yaratan, (sonra dirilterek mahşere ve hesap vermeye) döndürecek olandır.
-
85:14
وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُۙ
(Ancak tevbe edip Hakka yönelenler için) O, çok Bağışlayandır, çok Sevilip-Sayılandır.
-
85:15
ذُو الْعَرْشِ الْمَج۪يدُۙ
(Allah) Arş’ın (tüm kâinatın yönetim makamının) sahibidir ve Mecîd (övülüp yüceltilmeye layıktır).
-
85:16
فَعَّالٌ لِمَا يُر۪يدُۜ
Her dilediğini mutlaka (kusursuzca ve kolayca) yapandır.
-
85:17
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِۙ
(Ey Nebim, şu kuvvetlerine güvenip helak olan) Orduların haberi (tarafımızdan) Sana geldi mi? (Görevin ümmetine anlatmaktır.)
-
85:18
فِرْعَوْنَ وَثَمُودَۜ
(Hani şu) Firavun ve Semud (ordularının, ki nasıl bir akıbete uğramışlardı? Ve kâfirler-zalimler bugün de hezimetten kurtulamayacaklardır.)
-
85:19
بَلِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي تَكْذ۪يبٍۙ
Şüphesiz inkâr edenler, (hâlâ sürekli) bir yalanlama içinde (bocalamaktadırlar).
-
85:20
وَاللّٰهُ مِنْ وَرَٓائِهِمْ مُح۪يطٌۚ
Allah ise, onları arkalarından (ve hiç haberleri olmadan) sarıp-kuşatmıştır.
-
85:21
بَلْ هُوَ قُرْاٰنٌ مَج۪يدٌۙ
Evet, doğrusu bu (Kitap); 'şerefli-üstün' olan bir Kur'an'dır;
-
85:22
ف۪ي لَوْحٍ مَحْفُوظٍ
(Ki Onun aslı) Levh-i Mahfuz'dadır. (Elimizdeki Kutsal Kitabımız da Allah’ın özel muhafazası altındadır.)