-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
83:1
وَيْلٌ لِلْمُطَفِّف۪ينَۙ
Vay haline, ölçüde ve tartıda (ve her türlü alış-veriş konusunda) hile ve haksızlık yapanların! (İmalat ve inşaat işlerinde eksik ve düşük malzeme kullananların, insanların hak ve hukuklarını çalanların ve ülkede sistem kurarken Kur’ani ve Nebevi prensipleri esas almayanların; ki nasıl da gerçeği çarpıtıp saptırırlar ve kul hakkını hiçe sayarlar?)
-
83:2
اَلَّذ۪ينَ اِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَۘ
Ki onlar, insanlardan ölçüp (kendi haklarını) aldıkları zaman, tam olarak alırlar.
-
83:3
وَاِذَا كَالُوهُمْ اَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَۜ
Fakat onlara (başkalarına verilmek için) kendileri bir şey ölçüp tartarken eksiltme yaparlar. [Not: Bunun gibi devlet olarak insanlardan vergilerini fazlasıyla alırlar, ama onların maaşlarını ve topluma gerekli harcamaları kısarlar, şahsi hesaplarına ve yandaşlarına aktarırlar.]
-
83:4
اَلَا يَظُنُّ اُو۬لٰٓئِكَ اَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَۙ
Yoksa onlar, öldükten sonra diriltileceklerini (ve her şeyden sorguya çekileceklerini) hiç zannetmiyorlar (ve bunu hesaba katmıyorlar) mı?
-
83:5
لِيَوْمٍ عَظ۪يمٍۙ
(Şiddeti ve dehşeti azametli olan) O büyük günde (kıyamette sorguya çekileceklerini düşünmüyorlar mı?)
-
83:6
يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ
(Peki) İnsanların, âlemlerin Rabbi(ne hesap vermek) için (diriltilip) kalkacakları (ve divana duracakları) günde (nasıl olacaklardı?)
-
83:7
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَف۪ي سِجّ۪ينٍۜ
Hayır (onlar aldanmaktadır, çünkü); facir (isyankâr ve günahkâr) olanların kitabı (dosyası) şüphesiz "Siccîn" (aşağı cehennem hapishanesin)dedir.
-
83:8
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سِجّ۪ينٌۜ
"Siccîn"in ne olduğunu sana öğreten nedir? (Söyleyeyim:)
-
83:9
كِتَابٌ مَرْقُومٌۜ
(O, suç dosyaları ve ceza hesapları tek tek rakamlanıp) Yazılı bir kitaptır (amel sicilidir).
-
83:10
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَۙ
O gün, (Kur’an’ı ve mizanı) yalanlayanların (kul hakkını ve devlet malını çalanların) vay haline (ki başlarına neler gelecektir!)
-
83:11
اَلَّذ۪ينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۜ
Ki onlar, (dünyada iken) din gününü (hesap ve ceza hükmünü) yalanlamakta (ve yokmuş gibi davranmakta)dırlar.
-
83:12
وَمَا يُكَذِّبُ بِه۪ٓ اِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ اَث۪يمٍۙ
Oysa onu, (mahşerin vuku bulmasını; haksızlık ve ahlâksızlıklarının cezasız kalmasını isteyen) 'azgın, saldırgan ve aşırı' günahkâr olandan başkası yalan (saymayacaktır.)
-
83:13
اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَۜ
Ona (haddini aşana ve her günaha bulaşana) ayetlerimiz okunduğu zaman demişti ki: (Bunlar) “Geçmişlerin masalları (asılsız uydurmaları)dır.”
-
83:14
كَلَّا بَلْ۔ رَانَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Hayır ve asla! Gerçek şu ki, onların işleyip kazandıkları (kötülükler nedeniyle) kalpleri üzerinde (günahlar) pas bağlamış (ve ruhları kararmış)tır.
-
83:15
كَلَّٓا اِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَۜ
Hayır, doğrusu bunlar o günde (mahşerde ve ahirette) Rableri (olan Allah’ın tecellisini görmek)den perdelenip mahcup bulunacaklardır. (Günah kirleriyle gözleri ve gönülleri perdelenip körlendiğinden, onlar Cemâlullah’tan mahrum kalacaklardır.)
-
83:16
ثُمَّ اِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَح۪يمِۜ
Sonra onlar, kuşkusuz cehenneme atılacaklardır.
-
83:17
ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۜ
Ve sonra kendilerine “işte yalanladığınız gerçek budur” denilecektir.
-
83:18
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْاَبْرَارِ لَف۪ي عِلِّيّ۪ينَۜ
Amma; ebrar (iman ve iyilik ehli) olanların kitabı ise kesinlikle "İlliyîn"dedir.
-
83:19
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا عِلِّيُّونَۜ
"İlliyîn"in ne olduğunu sana öğreten nedir (söyleyeyim mi)?
-
83:20
كِتَابٌ مَرْقُومٌۙ
O (salih ve halis davranışlar kayıtlı) yazılı bir kitaptır (hayırlı amel sicilidir).
-
83:21
يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَۜ
(Allah’ın emriyle mü’min kuluna mukarreb melek olarak) Yakınlaştırılmış olanlar da ona şahitlik edecek (kaydettikleri belgeleri gösterecek)lerdir.
-
83:22
اِنَّ الْاَبْرَارَ لَف۪ي نَع۪يمٍۙ
Gerçekten ebrar kimseler (iyilik ehli olan salih ve sadık mü’minler) artık nimet (ve saadet) içindedirler.
-
83:23
عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَۙ
(Cennette taht gibi konforlu) Koltuklar üzerinde oturup (etrafını hayranlık ve mutlulukla) bakıp seyrederler.
-
83:24
تَعْرِفُ ف۪ي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّع۪يمِۚ
(Sen onların) Yüzlerinde (sonsuz saadet ve) nimete ermenin (ve cennete girmenin) sevinç parıltılarını fark edip sezersin.
-
83:25
يُسْقَوْنَ مِنْ رَح۪يقٍ مَخْتُومٍۙ
Onlara (mü’minler için özel ambalajlanıp) mühürlenmiş halis cennet şarabından içirilir.
-
83:26
خِتَامُهُ مِسْكٌۜ وَف۪ي ذٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَۜ
Ki sonrası misktir (insanı sonsuz mutluluklara iletecektir). İşte imrenip yarışanlar (fani ve fena olan şeyler için değil) bunlar için heveslenip yarışıvermelidirler.
-
83:27
وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْن۪يمٍۙ
Onun (misk şurubunun) karışımı "tesnim"dendir. (Kokusu ve lezzetiyle en rahatlatıcı ve ferahlatıcı bir şerbettir.)
-
83:28
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَۜ
(Öyle) Bir kaynak ki (sadece Rabbine) yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar ondan içeceklerdir.
-
83:29
اِنَّ الَّذ۪ينَ اَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يَضْحَكُونَۘ
(Oysa dünyada iken) O suçlu günahkârlar (müşrik ve mücrim takımı), gerçekten iman edenlere (küçümseyerek) gülüp geçerlerdi.
-
83:30
وَاِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَۘ
(Mü’minler onlara uğradıkları ve) Yanlarına vardıkları zaman, (alay etmek ve küçümsemek için) birbirlerine kaş-göz ederlerdi.
-
83:31
وَاِذَا انْقَلَبُٓوا اِلٰٓى اَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِه۪ينَۘ
Kendi evlerine (ailelerine) geri gittikleri zaman da, (mü’minlere hakaret etmenin) neşesiyle (ve şeytani zevkiyle) dönerlerdi.
-
83:32
وَاِذَا رَاَوْهُمْ قَالُٓوا اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَضَٓالُّونَۙ
Mü’minleri (her) gördükleri vakit: “İşte bunlar şaşkın ve sapkın kimselerdir” derler (ve hakaret ederler)di.
-
83:33
وَمَٓا اُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظ۪ينَۜ
Oysa kendileri, onların (Müslümanların) üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi. (Kendi görevlerini ve kulluk bilincini yitirmişlerdi.)
-
83:34
فَالْيَوْمَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَۙ
İşte bugün de mü’minler, (o) kâfirlere (ve nankör döneklere) gülüyorlar (elbette güleceklerdir)!
-
83:35
عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَۜ
Taht gibi koltuklar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle (kendi hallerine şükredeceklerdir.)
-
83:36
هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
“Nasıl, kâfir olanlar, (şimdi) işlediklerinin (küfür ve kötülüklerinin feci) karşılığını gördüler mi?” (diye sorup sevineceklerdir.)