-
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
75:1
(Elbette bütün ölenlerin diriltileceği) Kalkış (kıyamet) gününe kasem (yemin) ederim ki...
-
75:2
Ve yine (keyfine ve şeytani dürtülere kapılarak düşünce ve davranışlarını kontrol altına alamayıp kötülüğe kaymaları, böylece ibadet ve hizmetten kaytarmaları nedeniyle) sürekli ve çok içtenlikli (olarak) kendini kınayıp duran (vicdanını uyaran) nefse (sorumlu ve şuurlu kimseye) de kasem ederim (ki: Hataları, günahları ve haksızlıkları nedeniyle; pişmanlık duyarak ve vicdanına kulak asarak kendisini suçlayıp sorumlu tutan kimseler, doğru istikamettedir ve bu tavır kişisel olgunlaşmanın ilk basamağı ve işaretidir.)
-
75:3
(Gafil ve kâfir) İnsan, Bizim onun kemiklerini kesinlikle (tekrar diriltip) bir araya getirmeyeceğimizi mi zan ve hesap etmektedir?
-
75:4
Bilakis, Biz onun (her insanın asla bir başkasına benzemeyen ve taklit edilmeyen imzası bilinen) parmak uçlarını dahi derleyip (yeniden ve aynen) düzene koyarak eski haline getirmeye Kâdiriz (ve bunu gerçekleştireceğiz).
-
75:5
Ancak (maalesef çoğu) insan (sonunun kötü olacağını bile bile), önündeki (kalan ömür günlerini) fısk-u fücurla (günah ve ahlâksızlıkla) sürdürmek istemektedir.
-
75:6
(Bunlar; hadi canım!) "Kıyamet günü de ne vakit (gelecekmiş?)” diye (alay ederek) sorup (gafletine devam etmektedir).
-
75:7
Ama (ölüm ve kıyamet gelip çattığı, böylece) göz 'kamaşıp da (korkudan) kaydığı,'
-
75:8
Ay karardığı,
-
75:9
Güneş ve Ay birleştirilip (eski halini, nur ve enerji şeklini aldığı) zaman;
-
75:10
İşte insan o gün: "Kaçış nereye (kime sığınabilirim)?" diyerek (acizliğini ve çaresizliğini görecektir).
-
75:11
Oysa hayır, (Allah’ın dışında) sığınacak herhangi bir yer (ve kimse) mevcut değildir.
-
75:12
O gün, 'sonunda varılıp karar kılınacak yer (müstekar)' yalnızca Rabbinin katıdır. (Herkes hesap vermek üzere mecburen O’nun huzuruna toplanacaktır.)
-
75:13
O gün insana, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeyler, (yaptığı ibadet ve hizmetleri, yerine getirmesi gerektiği halde terk ettikleri) hepsi (bir bir) kendisine haber verilecektir.
-
75:14
Aslında gerçek şu ki; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir. (Hesap günü birtakım mazeretler belirtse de, nefsinin kötülüklerine bizzat kendisi şahittir, herkes kendi ayarını ve amacını bilmektedir.)
-
75:15
(Ahirette) Kendi mazeretlerini ortaya atması (birtakım yalan bahanelere sığınması) bile (gaflet ve cehaletinin ve Allah’ı takdir edememenin bir neticesidir).
-
75:16
(Ey Nebim, Cebrail Sana vahiy getirdiğinde) Onu (Kur’an’ı kavrayıp ezberlemek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durman (yersizdir).
-
75:17
Çünkü şüphesiz, Onu (Kur’an’ı kalbinde) toplamak ve Onu (Sana) okutmak Bize ait (bir iş)tir.
-
75:18
Şu halde, Biz Onu (doğrudan veya Cebrail vasıtasıyla vahyedip) okuduğumuz zaman, Sen de (önce) Onun (Sana vahyolunup) okunuşunu (dikkatle) izle.
-
75:19
Sonra muhakkak Onu açıklamak Bize ait (bir iş)tir.
-
75:20
Hayır, siz peşini ve çarçabuk geçeni (dünya nimetlerini) seviyorsunuz.
-
75:21
Ve ahireti terk edip-bırakıyorsunuz. [Not: Yani genellikle insanlar; hazır ve peşin olan menfaat ve makamları istiyorlar, dünyalık umduklarına kavuşmak hususunda acele ediyorlar ve maalesef ahireti ve ebedi cenneti terk ve ihmal ediyorlar.]
-
75:22
O gün (ahirette) nice yüzler vardır ki (nurlanmıştır ve) güzelliği ile parıldayacaktır.
-
75:23
(Onlar sevinç ve saadetle) Rablerine (Allah’ın tecelli cemaline) bakıp duracak (ve tarifsiz mutluluğa ulaşacak)lardır.
-
75:24
Ama o gün, öyle yüzler de vardır ki kararmış (utanç ve pişmanlıktan suratları) ekşiyip (şekli kaymıştır).
-
75:25
Artık kendisine, bel kemiklerini kıracak (dayanılmaz) işlerin (ve işkencelerin) yapılacağını anlamıştır.
-
75:26
Hayır, hayır! (Maalesef gerçek şu ki: Ömür bitip hayat tıkandığı ölüm anında) Can, köprücük kemiğine gelip dayandığı zaman, (insan şaşkınlaşıp kalacaktır.)
-
75:27
(Ona: Haydi görelim şimdi tedavi için) "Son müdahaleyi yapacak kimdir?" (En güvendiğin hekiminiz, sahte şeyhiniz ve şöhretliniz nerededir?) diye (hatırlatılacaktır).
-
75:28
Artık (o da) gerçekten, kendisi de (mecburen bu dünyadan ve tüm sahip olduklarından son ve kesin) bir ayrılık olduğunu anlamıştır.
-
75:29
(Ölüm korkusundan) Ayaklar birbirine dolaşmaktadır.
-
75:30
O gün sevk (kaçınılmaz gidiş), sadece ve kesinlikle Rabbine olacaktır.
-
75:31
Fakat o (gafil ve kâfir), ne (Kur’an’ı) doğrulamış ne de namaz kılmıştı.
-
75:32
Lâkin o, (sadece) yalanlamış ve (Hakk’tan) yüz çevirip (uzaklaşmıştı).
-
75:33
Sonra çalım satarak yakınlarına (aile efradına) varmış (gururlanıp hava atmıştı).
-
75:34
(Ey zalim ve hain kişi, şimdi) Sen buna (ölüm ve ayrılık acısına ve azaba) müstahaksın, dahasına da layık ve müstahaksın.
-
75:35
Yine müstahaksın, fazlasına da müstahaksın. (Bu acılar sana yakışır ve layıktır!)
-
75:36
Yoksa, insan öyle başıboş ve gayesiz (yaratıldığını; 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını) mı sanmaktadır?
-
75:37
(Oysa) Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi?
-
75:38
Sonra bir alak (embriyo) yapıldı, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.'
-
75:39
Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere bir çift meydana getirdi.
-
75:40
(Öyleyse Allah) Ölüleri (tekrar) diriltmeye mi güç yetiremeyecektir? (O her şeye Kâdir değil midir?)