-
6:70
(Ey Resulüm! İslamiyet’in gereklerini ve gerçeklerini kendi basit zevklerine alet edip hafife alarak; yarı çıplak TV çekimleri, “Allah-Allah” nakaratlı şehvet türküleri, Ramazan festivalleri, Bayram tatilleri gibi) Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) yapanları, (İslam’ı; yaşam imtihanının motoru ve esası değil, bir aksesuarı gibi kullanan) ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılıp aldatanları (uyardığın halde Kur’an’a uymadıkları için, kapıldıkları gaflet içerisinde) bırak (oyalansınlar…) Onunla (bu Kur’an’la) hatırlat ki, bir kimse kendi kazandıklarıyla (işledikleri kötülük, zulüm ve günahları yüzünden şeytani bir gaflet ve cesaretle) helake düşmesin; (veya herkes çalışıp çabalayarak elde ettiği konuma erişsin. Artık böylesinin) Allah’tan başka (umut bağladığı ve kendisine yardımcı olacağını sandığı) ne bir velisi, ne de bir şefaatçisi bulunacaktır; (kurtulmak için) her türlü fidyeyi (rüşveti ve suç bedelini) verse de kabul olunmayacaktır. İşte bunlar kazandıkları (haksızlık ve hayâsızlıkları)nın eline teslim edilmiş (kendi kazdıkları tuzağa itilmiş) durumdadırlar. (Bunlar) İnkârcı olduklarından dolayı onlar için kaynar (irinli) bir içecek ve acı bir azap vardır.
-
6:70
وَذَرِ الَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا د۪ينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَذَكِّرْ بِه۪ٓ اَنْ تُبْسَلَ نَفْسٌ بِمَا كَسَبَتْۗ لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِيٌّ وَلَا شَف۪يعٌۚ وَاِنْ تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لَا يُؤْخَذْ مِنْهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اُبْسِلُوا بِمَا كَسَبُواۚ لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَم۪يمٍ وَعَذَابٌ اَل۪يمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ۟
(Ey Resulüm! İslamiyet’in gereklerini ve gerçeklerini kendi basit zevklerine alet edip hafife alarak; yarı çıplak TV çekimleri, “Allah-Allah” nakaratlı şehvet türküleri, Ramazan festivalleri, Bayram tatilleri gibi) Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) yapanları, (İslam’ı; yaşam imtihanının motoru ve esası değil, bir aksesuarı gibi kullanan) ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılıp aldatanları (uyardığın halde Kur’an’a uymadıkları için, kapıldıkları gaflet içerisinde) bırak (oyalansınlar…) Onunla (bu Kur’an’la) hatırlat ki, bir kimse kendi kazandıklarıyla (işledikleri kötülük, zulüm ve günahları yüzünden şeytani bir gaflet ve cesaretle) helake düşmesin; (veya herkes çalışıp çabalayarak elde ettiği konuma erişsin. Artık böylesinin) Allah’tan başka (umut bağladığı ve kendisine yardımcı olacağını sandığı) ne bir velisi, ne de bir şefaatçisi bulunacaktır; (kurtulmak için) her türlü fidyeyi (rüşveti ve suç bedelini) verse de kabul olunmayacaktır. İşte bunlar kazandıkları (haksızlık ve hayâsızlıkları)nın eline teslim edilmiş (kendi kazdıkları tuzağa itilmiş) durumdadırlar. (Bunlar) İnkârcı olduklarından dolayı onlar için kaynar (irinli) bir içecek ve acı bir azap vardır.
-
6:70
وَذَرِ الَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا د۪ينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَذَكِّرْ بِه۪ٓ اَنْ تُبْسَلَ نَفْسٌ بِمَا كَسَبَتْۗ لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِيٌّ وَلَا شَف۪يعٌۚ وَاِنْ تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لَا يُؤْخَذْ مِنْهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اُبْسِلُوا بِمَا كَسَبُواۚ لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَم۪يمٍ وَعَذَابٌ اَل۪يمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ۟