-
40:47
(Ey Resulüm, münkir ve münafıkların cehennemdeki münakaşasını hatırlat ki) Ateşin içinde, (asılsız iddialar öne sürüp) karşılıklı tartışırlarken; zayıf bırakılanlar (müstaz’aflar), büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (tebaanız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını (azabımızın bir kısmını) olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?"
-
40:47
وَاِذْ يَتَحَٓاجُّونَ فِي النَّارِ فَيَقُولُ الضُّعَفٰٓؤُ۬ا لِلَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُٓوا اِنَّا كُنَّا لَكُمْ تَبَعًا فَهَلْ اَنْتُمْ مُغْنُونَ عَنَّا نَص۪يبًا مِنَ النَّارِ
(Ey Resulüm, münkir ve münafıkların cehennemdeki münakaşasını hatırlat ki) Ateşin içinde, (asılsız iddialar öne sürüp) karşılıklı tartışırlarken; zayıf bırakılanlar (müstaz’aflar), büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (tebaanız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını (azabımızın bir kısmını) olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?"
-
40:47
وَاِذْ يَتَحَٓاجُّونَ فِي النَّارِ فَيَقُولُ الضُّعَفٰٓؤُ۬ا لِلَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُٓوا اِنَّا كُنَّا لَكُمْ تَبَعًا فَهَلْ اَنْتُمْ مُغْنُونَ عَنَّا نَص۪يبًا مِنَ النَّارِ