-
22:46
(Tarihi kalıntılardan ve yaratılış harikalarından ibret almak üzere) Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar (ve ibretli belgesel programlarını izlemiyorlar) mı ki; böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Doğrusu şu ki; (gerçekleri görmeyenlerin ve akıl yürütmeyenlerin belki yüzlerindeki) gözler (kapanıp) kör olmaz; velâkin sinelerindeki kalpler körleşip (hidayetleri kararmaktadır. Basiret ve maneviyat penceresi perdelenip kapanmakta ve artık bunlar gerçekleri göremez olmaktadırlar.)
-
22:46
اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓا اَوْ اٰذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَاۚ فَاِنَّهَا لَا تَعْمَى الْاَبْصَارُ وَلٰكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّت۪ي فِي الصُّدُورِ
(Tarihi kalıntılardan ve yaratılış harikalarından ibret almak üzere) Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar (ve ibretli belgesel programlarını izlemiyorlar) mı ki; böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Doğrusu şu ki; (gerçekleri görmeyenlerin ve akıl yürütmeyenlerin belki yüzlerindeki) gözler (kapanıp) kör olmaz; velâkin sinelerindeki kalpler körleşip (hidayetleri kararmaktadır. Basiret ve maneviyat penceresi perdelenip kapanmakta ve artık bunlar gerçekleri göremez olmaktadırlar.)
-
22:46
اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓا اَوْ اٰذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَاۚ فَاِنَّهَا لَا تَعْمَى الْاَبْصَارُ وَلٰكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّت۪ي فِي الصُّدُورِ