-
2:26
(Ey gafiller!) Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, (zayıflıkta) ondan üstün olan (bir böceği) de, örnek vermekten hayâ edip çekinmez. (Çünkü kâfirler, aslında harika bir yaratılış eseri olan bir sivrisineği bile meydana getirmekten acizdirler.) Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun (gibi bütün yaratıkların ve harika varlıkların) Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise; "Allah, bu (basit) örnekle neyi amaçlamış (ve neyi anlatmaya çalışmış ki)?" derler. (Böylece, hâşâ, Allah’ın gereksiz ve değersiz şeylerle uğraştığını ima ederler. Oysa Allah) Bununla (böylesi ayet ve örneklerle) birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete ulaştırır. Ancak O, bununla (Kur’an’la) fasıklardan başkasını saptırmayacaktır. (Allah, Kur’an’a itiraz ve isyan eden fıtratı bozukların ve kötü ruhluların azgınlığını arttıracaktır.)
-
2:26
اِنَّ اللّٰهَ لَا يَسْتَحْي۪ٓ اَنْ يَضْرِبَ مَثَلًا مَا بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَاۜ فَاَمَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا فَيَعْلَمُونَ اَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْۚ وَاَمَّا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا فَيَقُولُونَ مَاذَٓا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلًاۢ يُضِلُّ بِه۪ كَث۪يرًا وَيَهْد۪ي بِه۪ كَث۪يرًاۜ وَمَا يُضِلُّ بِه۪ٓ اِلَّا الْفَاسِق۪ينَۙ
(Ey gafiller!) Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, (zayıflıkta) ondan üstün olan (bir böceği) de, örnek vermekten hayâ edip çekinmez. (Çünkü kâfirler, aslında harika bir yaratılış eseri olan bir sivrisineği bile meydana getirmekten acizdirler.) Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun (gibi bütün yaratıkların ve harika varlıkların) Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise; "Allah, bu (basit) örnekle neyi amaçlamış (ve neyi anlatmaya çalışmış ki)?" derler. (Böylece, hâşâ, Allah’ın gereksiz ve değersiz şeylerle uğraştığını ima ederler. Oysa Allah) Bununla (böylesi ayet ve örneklerle) birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete ulaştırır. Ancak O, bununla (Kur’an’la) fasıklardan başkasını saptırmayacaktır. (Allah, Kur’an’a itiraz ve isyan eden fıtratı bozukların ve kötü ruhluların azgınlığını arttıracaktır.)
-
2:26
اِنَّ اللّٰهَ لَا يَسْتَحْي۪ٓ اَنْ يَضْرِبَ مَثَلًا مَا بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَاۜ فَاَمَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا فَيَعْلَمُونَ اَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْۚ وَاَمَّا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا فَيَقُولُونَ مَاذَٓا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلًاۢ يُضِلُّ بِه۪ كَث۪يرًا وَيَهْد۪ي بِه۪ كَث۪يرًاۜ وَمَا يُضِلُّ بِه۪ٓ اِلَّا الْفَاسِق۪ينَۙ